Ekonomi

Krediye alternatif: Alacak menkul kıymetleştirmesi

Birol BOZKURT

Menkul kıymetleştirme en basit tanımı ile reel ya da finan­sal sektör firmalarının mev­cutta elinde bulunan vadeli alacaklarının sermaye piyasa­larında alım ve satımı yapılabi­lecek yatırım aracına dönüştü­rülmesi işlemidir. Türkiye’de sermaye piyasalarında son 20 yılda yaklaşık 25 milyar TL’ye yakın yurt içi piyasada TL cinsi menkul kıymetleştirme oldu. Bunun 18 milyar TL’sine yakı­nı son 5 yılda gerçekleşti. Son 5 yılda ülkemiz sermaye piyasa­larının yapmış olduğu TL ihraç tutarı yaklaşık 2,5 kat arttı.

Bu kapsamda Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun ilk ve tek ya­pay zekâ destekli ve bulut ta­banlı menkul kıymetleştirme fintek ve regtech şirketi olan TeamSec’in kurucusu ve CE­O’su Esad Erkam Köroğlu ile bir araya geldik.

TL ürün kısır­lığının ülkede sadece TL’nin mevduat ve kredi arasında kal­ması sonucunu doğurduğunu söyleyen Köroğlu, “Türkiye’de alacak ve kredilerin menkul kıymetleştirilmesi olmadığı için TL’nin sayısız defa sistem içinde döndürülmesi sağlana­mamıştır. Bu gerçekleşmeden Türkiye ne yazık ki hiçbir za­man gelişmiş sermaye piya­salarına sahip olamayacaktır. Günün sonunda bizim amacı­mız her zaman TL’ye talep do­ğurmak olacaktır. Bunun en iyi ve verimli görünen yöntemle­rinden birisi de TL menkul kıy­metleştirmedir” dedi.

“Şirketlerin kredi ihtiyacını azaltıyoruz”

Kurulduğu günden bu yana 10 milyar TL’nin üzerinde menkul kıymetleştirmeye imza attık­larını söyleyen Köroğlu, “Likit olarak bulunan TL alacakların sisteme katılması yoluyla şir­ketlerin kredi ihtiyacını azalt­maya destek oluyoruz. Son ola­rak Arena Bilgisayar ile işletme sermayesi çözümü olarak ilk kez faturalı alacakların menkul kıymetleştirilmesini sağladık. Söz konusu alacakların men­kul kıymetleştirilmesi sonucu gerçekleştirilen halka arzla 322 milyon 280 bin TL’lik 44 ve 62 gün vadeli iki farklı dilime 788 milyon TL ile yaklaşık 2,5 kat ta­lep geldi” diye konuştu.

“Bankalar ve şirketler riskini azaltıyor”

Finansal araçların çeşitlen­dirilmesi gerektiğinin önemi­ne dikkat çeken, Esad Köroğlu, “İhraççılar açısından bankalar ve şirketler likit olmayan var­lıkları menkul kıymetleştirme yoluyla devrederek varlıkla­rının yanında ilgili riskleri de devredebilir. Bu da düzenleme­lere uygun üstün bir risk yöne­timi ve daha iyi işletme serma­yesi oranı sağlar. Bankaların daha fazla kredi sunmasına im­kan veren menkul kıymetleş­tirme, kârlılıklarını artırmada da itici bir güç olabilir. Şirket­ler ise menkul kıymetleştirme­ye uygun varlıkları konsolide ederek finansman harcamala­rını azaltarak geleneksel borç­lanma yollarına göre daha yük­sek getiri elde edebilir” dedi.

“Yatırımcılar daha fazla getiri sağlayabilir”

Yatırımcılar açısından da menkul kıymetleştirmenin büyük bir getiri potansiyeli taşıdığını söyleyen TeamSec Kurucusu ve CEO’su Köroğlu, “Menkul kıymetleştirilmiş borca yatırım yapmak, geleneksel tahvillere yatırım yapmaktan daha fazla getiri sağlayabilir. Enflasyona karşı kendisini ezdirmek istemeyen yerli yatırımcıların TL ve yabancı para mevduat arasında sıkıştığını gözlemliyoruz.

Milyonlarca insan çare olarak hisse senedi piyasasına yönelmişken bile BİST 100, 2023 yılında yatırımcılarına TL bazında yüzde 35,6 kazandırsa da enflasyonun altında getiri sundu. Türkiye’de tüm finansal varlıklar içinde menkul kıymetleştirmenin payı maalesef binde 3 seviyelerinde seyrediyor. Bize benzer ülkelerin ortalamasına baktığımızda bu oran yaklaşık yüzde 12 iken, gelişmiş ülkelerde ise yüzde 40’ın üzerinde. Bu veriler ışığında yeni TL enstrümanlar geliştirilmesinin elzem olduğu aşikârdır” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu